December 27, 2008

Şahin Yuvası

Oynadığım dönemde "Falcons' Nest" derdik antrenman sahamıza; Şahinlerin Yuvası. Toprak zemini; bahar aylarından itibaren oramıza buramıza batan dikenleri, yerinden oynamayan direkleri ile; yani herşeyiyle bizim sahamız. Bugün Üniversiteler Ligi'nde ODTÜ-DAÜ karşılaşması da bu sahada yapıldı.

ODTÜ (Devrim) Stadyumu'nun her geçen sene biraz daha kötüleşen zeminine hafta içi yağan karın buzlanması da eklenince maç diğer sahaya alındı. Karar stadyumdaki üç-beş yeşil çime kıyılamadığından mı yoksa sporcu sağlığı gözetilerek mi buraya alındı bilemiyorum ama oyuncular açısından mantıklı bir karar alınmış. Zemin o sahanın ideal hallerinden biriydi. Seyirci olarak düşününce antrenmanları ve ekipmansız dönemde yapılan maçları maçları izlediğim açıdan maç izlemek keyifliydi ama pantolonumu ve botlarımı ciddi bir temizlik bekliyor.

Maça hücum ve savunmada çok iyi başlayan ODTÜ maçın hemen başında peş peşe 2 TD bularak 13-0'ı yakaladı. Bu skordan sonra ODTÜ savunması performansını korusa da hücum takımı hız kesince ilk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci yarının başında TD bulan DAÜ skoru 13-8 yaptıysa da ODTÜ bir TD ile farkı açtı: 19-8. Son çeyrekte bir TD daha bulan DAÜ skoru 19-14'e taşıdı. Özellikle bu skor sonrası çok çekişmeli geçen maçta başka sayı olmayınca ODTÜ gruptaki ikinci maçını da kazanmış oldu.

ODTÜ hücum takımı maça hızlı başladı. Sahaya ilk iki çıkışında (drive) 2 TD buldu. Önceki maçlarda yapılan hataları bu maçta görmeyeceğimizi, toparlandıklarını düşündürdü. Fakat sonra yine eski haline döndü. Koşu oyunlarında bloklar çalışmamaya, aralıklar açılmamaya başlandı. Pas oyunlarında ise çizgi (line) gerisine zaman zaman çok fazla oyuncu kaçırıldı. ODTÜ Hücum takımı bireysel olarak iyi oyunculardan kurulu. Ama gördüğüm kadarıyla gençler kafalarını oyuna vermekte zorlanıyorlar. Ciddi bir şekilde bloklar yapılsa; her oyuncu oyunların mantığını tamamen kavrayıp doğru hamleyi yapsa hakettikleri skorları üretecekler. Tabi öncelikle şu cezalar sorununu çözmeliler. Bu maçta yedikleri toplam cezalarla maçı ciddi anlamda rahatlatma şansını kendileri teptiler.

Takımın hata yaptığı durumlarda ise bireysel yetenekler kendini gösterdi. Her yard için mücadele eden takımda özellikle koşucular ve oyunkurucu hücum takımını ayakta tuttu.

ODTÜ savunma takımı da maça iyi başlayıp ilerleyen dakikalarda konsantrasyon sorunu yaşadı. İlk yarı boyunca sayı yemese de beklentimden çok daha fazla mesafe kaybettiler. İkinci yarıda sayı da yemeye başlayan savunma takımı maç sonlarında toparlanmayı daha doğrusu kendini oyunu vermeyi başardı. Yine de önceki maçlara kıyasla zayıf bir ODTÜ defansı izledik. Az sayıdaki pas oyunları karşısında rakip oyunkurucuya çok fazla süre tanındı. Koşu oyunlarında da rakibin 2 numaralı oyuncusu ve oyunkurucu çok fazla mesafe kazandılar.

Maç genelinde özellikle LB mevkisi rakibi -zaman zaman geç de olsa- durdurmayı başardı.

DAÜ için yazılacak çok fazla birşey yok. Savunmada başarılı bir tablo çizdiler. Hücumda ise az sayıda oyunu maç boyunca çok başarılı bir şekilde kullandılar. Farklı oyun denemelerinde ise çok başarılı olamadılar. Pas oyunları zaman zaman kötü pas atılması nedeniyle, zaman zaman da pası tutan oyuncuların hataları nedeniyle başarısız oldu. Yine de Kıbrıs'tan gelip Ankara'nın dondurucu havasında çok iyi mücadele ettiler. Alıştıkları hava ve saha şartlarında bu haftaki gibi oynayan bir ODTÜ karşısında galip gelebilirlerdi.

Hakemlerden iki takımın da maç içerisinde şikayet ettiğini görmedim. Zaten ODTÜ aldığı (ve hak ettiği) cezalarla hakemlere fazla hata şansı vermedi. Yine de maç başında çözemediğim bir konu vardı. Oyun başlarken (kick off sırasında) mesafe ölçmekte kullanan ekipmanlar (chain ve hak gösterici) özenle topu karşılayan (return) takımın 30 ile 40. yardlarına özenle yerleştirildi. Bunun niçin yapıldığını, neden oraya yerleştirildiğini çözemedim.

Soğuk hava ve tribünlerin olmaması dışında güzel saha şartlarında (o sahanın en iyi haliydi) güzel ve dostça bir mücadele izledik. Umarım her maç bu kadar keyif verir...

December 21, 2008

Benim de iki dileğim var

Bu sayfayı okuyan, ilgilenen kaç kişi var bilmiyorum. Takip eden iki kişinin varlığından haberdarım, gerisini cidden bilmiyorum. Açıkçası çok da merak etmiyorum. Bu sayfaya içimi döküyorum, rahatlıyorum. Tribünden izlediğim maçlara kişisel yorumlarımı yazıyorum. İlgilenip okuyanlar bana sinirlenebilir, ya da hak verebilir. Benimle aynı fikirleri paylaşabilir veya paylaşmayabilir. Herkes bu yazıların altına yorum yazabilir. Tek şartım var; benim çizdiğim saygı çerçevesinin dışına çıkılmasın. Kişilere hakaret olmasın, ortamı germeyelim.

Bu yazımın tamamı bugün izlediğim (ilk çeyreğinin sonuna yetişebildiğim) ODTÜ SK - Gazi Üniversitesi SK maçı hakkında olacak. Öncelikle kısaca maçın seyrini anlatacağım. Sonra ODTÜ ile ilgili yorumlarım olacak. Sonrasında rakip takım ve hakemlerden kısaca bahsedip maç sonu olayları ile yazıyı tamamlayacağım.

Ben izlemeye başladığımda maç 7-6 ODTÜ Şahinleri'nin üstünlüğü ile sürüyordu. Malesef ilk sayıları izleme şansım olmadı. 7-6dan sonra Gazi Warriors bir FG* ile 9-7 öne geçti. ODTÜ TD* ile skoru 13-9 yaptı. Sonrasında Gazi bir TD ile skoru 16-13'e taşıdı. Son olarak bir FG daha bulan Gazi Üniversitesi maçın skorunu belirledi: 19-13. Ben maçı izlemeye başladığımda ODTÜ'de her maçı izleyen insanlar olarak 6-7 kişiydik. Atılım Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi takımlarının oyuncuları kalabalık olarak seyirciler arasındaydı. Gazi üniversitesi ile nasıl bir zıt düştülerse hayatımda ilk kez Hacettepe Üniversitesi oyuncularını ODTÜ'yü desteklerken gördüm. Gerçi sadece destekle kalmayıp sahadaki Gazi'li oyunculara kişisel olarak da sataşmalar (ve karşılık almalar) yaşandı. Sonuçta tribünlerle saha arasında ciddi bir sorun yaşanmadan müsabaka tamamlandı.

ODTÜ Şahinleri önceki maçlarına kıyasla daha iyi mücadele ettiler diyebilirim. ODTÜ Defansı maçın genelinde "No Pasaran!" sloganının hakkını verdi. ODTÜ Hücumu ise her yard için savaştı. Peki yenilginin tribünden görünen nedenleri nelerdi? Savunma takımından başlayacak olursak, öncelikle konsantrasyonu maç boyunca maksimum tutmak gerekir. Gazi koşularını maç genelinde durdurmakta başarılı iken bir iç koşudan 40 yard kaybetmek takıma yakışmadı. 3-4 kişinin aynı oyuncuyu elinden kaçırması olacak iş değil. Ayrıca FG atmakta geciken bir takımı cezalandırmak gerekir. O FG denemesi (ilk başarılı olandan bahsediyorum) o kadar gecikince bloklanmalıydı. Olayın hücum boyutu daha vahim. 1 yard mesafeden TD için oynuyorken fumble* ile topu rakibe vermek affedilemez. Ayrıca pas oyunlarında tüm takım işini düzgün yapmalı. İlk yarıda tutulamayan ama çok güzel atılmış önemli paslar vardı. Son çeyrekte ise pas koruması başarısızdı. QB* pek çok kez pas atacak zaman dahi bulamadı. Bu kadar çekişmeli bir maçta bahsettiğim hatalar yapılınca kazanmak çok zordur.

Kişisel olarak Gazi üniversitesi'nin hücum dizilimini sevmiyorum. Bana keyif vermiyor (sen ister beğen ister beğenme biz kazanıyoruz diyebilirler, görüşe saygı duyarım). Ama kazanmasını bildiler. Beğenmediğim nokta ise tribünle iletişimleriydi. Hacettepe Üniversitesi oyuncularına saha içerisinden atılan laflar ve yapılan hareketler (ne kadar tahrik altında olurlarsa olsunlar) bence yanlıştı. Ama beni asıl Gazi Warriors'tan tiksindiren (evet; artık o takıma saygı duymuyorum) maç sonunda hep birlikte Hacettepe Üniversitei'ne küfretmeleri ve yöneticilerin bunu durdurmamasıydı. İki ekip arasında neler yaşandığı beni ilgilendirmez. Ama ODTÜ'de ODTÜ'ye karşı kazandıkları bir müsabaka sonrası yapılan bu hareket benim görüşüm (tamamen kişisel görüşüm) hem karşılarındaki takıma yapılmış bir hakarettir, hem de taşkınlık ve terbiyesizliktir. Takım yönetiminin (teknik kadrolarının) buna izin vermelerine ise hiç anlam veremedim.

Hakemler konusunda bazı görüşlerimi bir forumda dile getirdiğimde kişisel mesaj olarak "varsa bir şikayetin federasyona bildir, hakemlerin burada cevap hakkı yok" iletisi almıştım. Bu sayfada hakemlerin (uygun üslup kullandıkları sürece) cevap hakkı var. En azından ben yayınlayacağıma söz veriyorum. Hakemlik kurumunu Türkiye'de başarısız, hatta işlevsiz olarak görüyorum. Çoğunun kural konusunda eksikliği su götürmez bir gerçek. Bir kısmının da tarafsızlığından şüphe duymaya başladım. Saha içinde edilen küfürleri ben tribünde duyabiliyorsam hakemler de duyabilmeli. O bayrakları ya gereksiz atmamalılar ya da attıkları bayrakların arkasında durmalılar. Hepsini geçtim; çizgiye 10cm uzaklıktaki topun yerini ölçmek için aynı çizgiye 2m uzaktaki chain* getiriliyorsa tribünler o hakemle dalga geçer. Geçtiler de bugün.

Şimdi özellikle hakemler konusunda bana kimse üçüncü yüzyıldan kalma "beğenmiyorsan gel de daha iyisini yap" edebiyatı yapmasın. Adına profesyonel lig dediğimiz bir organizasyonda bu işi profesyonel olarak yaptığı iddia edilen ve işten para kazanan insanlardan bahsediyoruz. İşlerini doğru yapmak zorundalar. Unutmamaları gereken bir gerçek; bugün ODTÜ Stadyumu'nda hakem olduğu için iki takım maç yapmadı. İki takım maç yapacağı için o hakemler geldi. Biraz iş ahlakı bekliyorum.

Maç sonunda ODTÜ Şahinleri seramoniye katılmadı. Doğruluğu veya yanlışlığı tartışılır ama ben ODTÜ'nün bu kararına sonuna kadar destek veriyorum. Saha içinde görevlerini düzgün yapmayan hakemlerin; saygısızlık sınırlarını zorlayan rakip takımın elini sıkmamaları bence gösterilebilecek en medeni tepki oldu. Bütün takım kimseye küfretmeden; hakemlere uçan tekme atmadan sahadan sessizce çıkıp gitti. Helal olsun bu kararı alanlara. Gerçi bu tepkiyi kim anlar, kim ciddiye alır o da ayrı konu. Muhtemelen bu hareket için ODTÜ ceza alır. Alsa da ODTÜ bu cezanın arkasında duracaktır.

Bu yazıyı sabırla okuyan herkese teşekkür ediyor; bana bu sayfadan veya e-posta ile diledikleri zaman ulaşabileceklerini tekrar hatırlatıyorum. Herkese iyi günler...

Not: Başlıkta kullandığım cümlenin temelde neye gönderme olduğunu bugün ODTÜ Stadyumu'nda olan herkes anladı. Ama ben dileklerimi de tekrardan yazayım: Birincisi; ODTÜ'yü tekrar şampiyon olarak görmek istiyorum. İkincisi; bu sporla uğraşan herkesin elini vicdanına koyarak bu spor için neyi ne kadar yaptığını düşünmesini, özeleştiri yapabilmesini diliyorum.

* Bu sayfayı takip ettiğini bildiğim ve sporun terminolojisine yabancı arkadaşım da var. Başta o olmak üzere bu durumdaki okurlarım için basitçe kullandığım terimler:

FG (Field Goal): Dilimize alan golü diye de çevrildi. Topun ayakla kaleye atılması ile yapılan bir sayı şeklidir. Normal bir FG 3 puan, TD sonrası extra hücumda atılan FG ise 1 puan değerindedir.

TD (Touchdown): Zaman zaman gol olarak dilimize çevrilen bir terim ama genel olarak touchdown olarak kullanılır. Bir takımın topu rakip endzone (futboldaki -soccer- kale gibi düşünebileceğimiz, sahanın en sonundaki alan) içerisinde kontrol etmesi ile elde edilen sayıdır. 6 puan ve bir ekstra hücum değerindedir. Ekstra hücumda aynı alana topu taşımak 2, FG atma 1 puan değerindedir.

Fumble: Bir oyuncunun düşmeden kontrolünde olan topu düşürmesidir. Bu durumda top aktiftir ve topu alan herhangi bir oyuncu (rakip takım da dahil) hücum edebilir.

QB (Quarterback): Dilimize oyun kurucu olarak çevrilmiştir. Hücum takımının beyni ve kaptanıdır. En temel anlamda hücum takımına yön veren, topu gerekli kişilere ulaştıran, pas atan oyuncudur.

Chain: İngilizce zincir anlamına gelir. Amerikan futbolunda ise 10 yard uzunluğunda bir zincir ile iki ucunda bulunan renkli çubuklardan oluşan bir ekipmanın adıdır. Temel işlevi 10 yard mesafeyi göstermektedir. İlk çubuk topun ilk kalktığı yeri, ikincisi ise 4 hak içerisinde topun geçmesi gerektiği yeri göstermektedir. Hakemler topun ikinci çubuğu geçip geçmediğine emin olmadıkları durumlarda kenardaki chaini saha içerisine paralel olarak taşıyıp ölçüm yaparlar.

December 01, 2008

2008-2009 İLK HAFTA

Yine uzun bir süre yazısız bıraktım bu sayfayı. Türkiye'de ligler başlamışken bir-iki satır yazı yazayım; ilk haftayı değerlendireyim dedim. Bu yazımda her iki lig için ilk hafta değerlendirmelerimi okuyabilirsiniz.

Öncelikle ODTÜ Şahinleri ile başlayayım. Üniversite Ligi'nde ODTÜ-Başkent Üniversitesi maçını seyretme şansı buldum. İki kere uzatmaya giden maç 15-7 ODTÜ üstünlüğü ile sonuçlandı. Gördüm ki ODTÜ geçen sene kaldığı yerden devam ediyor. ODTÜ hücum takımında halen sıkıntılar var. Sayı üretememenin yanında sahada fazla süre alamıyor. Bu maçta alınan cezalar yine can yaktı; ve rakip defansı yıpratacak seriler (drive) izleyemedik. Üçüncü çeyrekte başarısız olunan bir alan golü denemesi başarılı olsa belki maç uzamayacaktı. Maç uzamasa bile bu zaafiyetler çok barizdi. ODTÜ defansı geçen seneye damgasını vurmuştu, bu sene de adından çok bahsettirecek gibi duruyor. Başkent Üniversitesi maçında son çeyreğe kadar rakip oyun kurucuya (QB) çok fazla pas atma şansı vermediler. Baskılı oynayan defans hem pas atma şansı vermedi; hem de koşu oyunlarına direndi. Maç genelinde Başkent koşu oyunları ile ilerleyebildi. Gerçi sayıları başarılı bir pas oyunu sonrası geldi ama daha önce de dediğim gibi çok fazla pas oyunu yapamadılar.

ODTÜ-Başkent maçının uzatma dakikaları alenen karanlıkta oynandı. ODTÜ Stadyumu'nun aydınlatma sorunu (ki bu sorun ODTÜ Şahinleri tarafından çözülebilecek bir sorun değildir, ODTÜ yönetiminin bu stadyumun spor amaçlı kullanıldığını da hatırlaması bu soruna çözüm olabilir) iki takımı da bir hayli zorladı. İkinci uzatma öncesi hakemler takım kaptanlarını ve koçlarını yanlarına çağırarak muhtemelen maçın tatil edilmesini önerdiler. Fakat maç karanlıkta tamamlandı ve ODTÜ uzatmada bulduğu 8 sayı ile maçı kazandı.

Ankara Üniversitesi S.K. - ODTÜ S.K. maçına da yorum yapmak isterdim ama malesef maçı izleme şansım olmadı. Ankara'nın Çubuk ilçesinde yapılan karşılaşmayı Ankara Üniversitesi S.K. 34-15'lik net bir skorla kazanmış. Kendilerini tebrik ediyorum.

İlk hafta müsabakaları oynanan liglerimizde toplu sonuçlar ise şu şekilde:

Amerikan Futbolu ProLig 1. Hafta (29-30 Kasım 2008)
Boğaziçi 1896 SK - Ege Üni. SK Oynanmadı
Gazi Üni. SK 54 - Altınel SK 0
Hacettepe Üni. SK 25 - Ankara Pars 0
Ankara Üni. SK 34- ODTÜ SK 15
İstanbul AFK 60 - Yıldız AFK 6
Koç Üni. SK 14 - İTÜ SK 40

Amerikan Futbolu ÜniLig 1. Hafta (22-23 Kasım 2008)
Gazi Üni. 77 - Atılım Üni. 6 (1.Grup)
Hacettepe Üni. - Selçuk Üni. Oynanmadı (2.Grup)
Koç Üni. 32 - Sakarya Üni. 14(3.Grup)
Boğaziçi Üni. 38 - Sabancı Üni. 14 (4.Grup)
O.D.T.Ü. 15 - Başkent Üni. 7 Uzatmada(1.Grup)
Bilkent Üni. 12 - Ankara Üni. 8 (2.Grup)
Ege Üni. 28 - Anadolu Üni. 34 (3.Grup)
Yeditepe Üni. 0 - Bilgi Üni. 28 (4.Grup)
DAÜ - Bay (1.Grup)
İTÜ - Bay (4.Grup)

April 26, 2008

2007-2008 Üniversiteler Ligi

Uzun süredir fırsat bulup yazamıyordum. Hatta bu sayfanın varlığını bile neredeyse unutmuştum. En son geçen yılın sonuçları kalmış bu sayfada; demek ki komple bir ligi atlamışım. Zararın neresinden dönülse kardır diyerek kaldığım yerden devam etmeye niyetlendim. Bu yazımda Üniversiteler Ligi'nin tamamı ile ilgili yorumlarımı bulacaksınız.

Mayıs 2007 sonlarında ODTÜ'nün teknik kadrosunda yer alma kararına vardım. Temelde 5 kişilik bir ekiptik ve ben özel takımları çalıştıracaktım. Zamanla şartlar biraz değişti; kadroda değişiklikler oldu, oyuncuların ders programları ile planlarımız uyuşmadı,... vs. Sonuçta ben kendimi önce DB antrenörü, sonrasında defans koordinatörü olarak buldum. 2007-2008 Üniversiteler Ligi'nde mücadele eden ODTÜ Şahinleri'nin defansından sorumluydum denebilir.

Önce ligi ODTÜ açısından değerlendireyim. İlk maçımız olan Başkent maçına çıkan kadromuzda 2004 yılında şampiyon olan kadroda da bulunan sadece 2-3 oyuncumuz vardı. Özetle; çok ciddi bir tecrübe açığımız vardı ve bunu antrenmanlarda kapatmak durumundaydık. Özellikle DB mevkisinde oynayan arkadaşların çoğunun ilk senesiydi ve hem oyunu, hem temel hareketlerini, hem de taktikleri kısa bir süre içinde öğrenmeye çalıştılar. Yine de oldukça başarılı olduklarını gururla söyleyebilirim. Bu ligdeki en ciddi sorunumuz ilk maçta kendini gösterdi: Tecrübeli tek oyun kurucumuz sakatlandı. Geçen senenin 1 numaralı oyun kurucusu mezun olduğu için Üniversiteler Ligi'nde mücadele edemedi. Onun yerine oynayan Mert ise ilk maçta sakatlandı. Grup maçlarına teker teker bakacak olursak:

Başkent: Hücumda iyi başladığımız bir maçtı. Ama maçın hemen başlarında oyun kurucumuzun sakatlanması ile yerine genç oyun kurucumuzun sırtına ağır bir yük bindi. Morali bozulan hücum takımımızın hız kesmesi ile oyunda bir duraklama evresi baş gösterdi. Savunmada temelde iyi başarılı olmamıza rağmen 2 kişisel oyuncu hatası 2 TDa neden oldu. Maçın son dakikalarında ise benim kişisel hatam ve Başkent Hücum Takımı'nın bireysel başarıları ile mucizevi bir TD ile skor belirlendi.ODTÜ: 0 Başkent: 22

Hacettepe: Hacettepe deplasmanı öncesi ben de gaza gelip oyuna geri dönme kararı aldım. Lisansımı çıkartıp defans takımının yedekleri arasında yerimi aldım. Hücum takımımızın ilk maça oranla daha iyi olduğu maçta defans olarak kötüydük. İlk maçta yapmadığımız hatalarla sahadaysık ve hezimet kaçınılmaz oldu. Hacettepe: 40 ODTÜ: 8

Anadolu: Ben daha önce Anadolu Üniversitesi ile hiç karşılaşmamıştım. Onlara karşı ilk maçım bir oyuncu olarak amerikan futbolundaki son maçımdı. Genel olarak dengeli bir maç oldu ve normal süre de aynı şekilde dengeli bitti. Uzatmalarda defanslar maça ağırlığını koysa da, son TDu yapmayı başaran takım biz olduk ve galibiyeti kazandık. ODTÜ: 28 Anadolu:22

Gruplarında ilk 2 sıradaki takımların çeyrek finale çıktığı Üniversiteler Ligi'nde bu sonuçlarla grubu 3. sırada tamamladık ve turnuvaya veda ettik. Şanssız bir şekilde veda ettik diyebilirim çünkü en azından yarı final oynayabilecek bir kapasiteydik. Özellikle yeni ve tecrübesiz oyuncuların hevesi, disiplini ve gelişimi şaşırtıcı derecede iyiydi. Beklentilerin çok üzerinde mücadele verdiler. Ama ne yazık ki kriterimiz skor ve konu sakatlıklarsa şans faktörü çok şey değiştirir.

Ligin geri kalanına bakarsak; 16 üniversite takımıyla başlayan turnuvada grup maçları sonunda A grubundan Hacettepe ve Başkent Üniversiteleri; B grubundan Gazi ve Ankara Üniversiteleri; C grubundan Koç ve Sakarya Üniversiteleri ile D grubundan Boğaziçi ve Doğu Akdeniz Üniversiteleri çeyrek finale kalan takımlar oldular. Grup liderlerinin diğer grup ikincileriyle çapraz eşleştiği çeyrek final maçlarından zaferle ayrılan takımlar Başkent, Gazi, Boğaziçi ve Hacettepe Üniversiteleri oldu.

Ankara'da oynanan ve farklı biten ilk yarı final maçında Gazi Üniversitesi Başkent Üniversitesi karşısında galip geldi. Oldukça çekişmeli geçen diğer yarı final maçı ise İstanbul'da Hacettepe Üniversitesi'ne Boğaziçi Üniversitesi karşısında turu getirdi. Hacettepe Stadyumu'nda oynanan final maçının kazananı ise Gazi üniversitesi oldu.

İlk kez düzenlenen Üniversiteler Ligi Gazi Üniversitesi'nin şampiyonluğu ile tamamlanmış oldu. Bu ligin varlığı oyuna yeni başlayan sporculara erken forma şansı vermek adına bence başarılı oldu. Ligi ne kadar faydalı buluyorsam zamanlamasını da o kadar hatalı buluyorum. Şahsi fikrim; Üniversiteler Ligi Kulüpler Ligi'nden sonra başlamalıydı. Zira ligin erken başlaması sebebiyle oyuncular çok kısa süre içerisinde hem oyunu, hem kuralları, hem de takım stratejilerini öğrenmek durumunda kaldılar. Kulüp oyuncusu olup üniversite öğrencisi olmayan sporcular da doğal olarak bu süreçte antrenmanları çok ciddiye almadı. Dolayısıyla tecrübe aktarımı istenilen seviyelere ulaşamadı.

Her geçen gün yeni kararlara imza atılan amerikan futbolu liglerinde seneye nasıl kriterlerle, nasıl bir Üniversiteler Ligi izleyeceğiz ben de merakla bekliyorum. Umarım amacına uygun, düzgün bir lig olur...