May 08, 2007

Önyargılar

Bu yazıyı bu sporla daha önce hiç ilgilenmemiş kişileri bilgilendirmek ve önyargıları kırmak amacıyla yazıyorum. Bu sporu daha önce sadece 5 dakika oynanırken görmüş, kuralları araştırmamış bir kişi genelde önyargı ile yaklaşır. Bu kişilerin gözünde bu spor "iri yarı" canlıların (yüzüme söylerken rahatça hayvanların diyen kişiler de oldu) birbirlerini öldürmeye çalıştığı, sürekli kaotik bir ortamda insanların birbirinin üzerine atladığı bir aktivite.

Esasında amerikan futbolu, aylarca çalışılmış oyunlarla oynanan, maçın süresine, sahadaki konuma ve kullanılacak olan hakkın kaçıncı olduğuna bağlı olarak bu oyunların seçildiği; hız, güç, kondüsyon ve esnekliğe dayalı bir STRATEJİ oyunudur. Dışarıdan kaos gibi görüneen oyunların hepsinde çalışılmış taktikler uygulanmaktadır. Aynı takıma mensup 11 oyuncu kararlaştırılan taktiği eksiksiz yerine getirmeye çalışmadıkça başarının mümkün olmadığı bir spor dalıdır amerikan futbolu. Takımların kenar yönetimleri bir nevi satranç oynamaktadır esasında. Rakibin hamlesini tahmin edip ona göre oyun belirlenir. Sahadaki sporcular da bu oyunu kusursuz yapmaya çalışır.

Bir diğer önyargı sporun isminden kaynaklanmaktadır. "Amerikan" kelimesi çoğu zaman siyasi görüş nedeniyle sporun isminin antipatik olmasına neden olmaktadır. İşin ilginç tarafı, amerikan futbolu camiası da bu kelimeden şikayetçidir. Öğrencisi olduğum Orta Doğu Teknik Üniversitesi'de bu spor sayesinde Amerikan Büyükelçiliği'nden mali destek aldığımızı bile iddia eden kişilerle karşılaştım.

İngilizce bilenler bilir, amerikan ingilizcesinde amerikan futbolu "football", ülkemizde bilinen anlamı ile futbol ise "soccer" olarak anılmaktadır. Amerikalıların bu spora football demesinin temel nedeni topun uzunluğunun 1 foot (yaklaşık 33 cm) olmasıdır. İngiliz ingilizcesinde ise ülkemizde olduğu gibi futbol "football", american futbolu ise "american football" olarak anılmaktadır. Bu spor dallari içerinde ülkemize öncelikle futbol girdiği için bu isimle anılmaktadır. Belki de tam tersi olsa şu an ülkemizde futbol ve ingiliz futbolu diye iki spor olabilirdi. Yani bu isim amerikan futbolu camiasının istemi dışında kullanılmaya başladı ve Türkçe'ye yerleşti. Açıkçası kimse de sırf adında amerikan geçiyor diye sporculara mali destek vermiyor. Hatta açıkça söyleyebilirim ki ülkemizde amerikan futbolu kulüplerinin, hakemlerinin ve tahminimce federasyonun da mali durumu içler acısı.

Bir diğer önyargı da sporun güvenliği üzerine. Bu sporla ilgilenmemiş herkes sporun çok tehlikeli olduğunu düşünüyor. Bizzat bana "deli misin, kıracaksın kafanı gözünü" cümlesini kurmayan neredeyse kalmadı oyunculuk dönemimde. Sert çarpışmaları gören bu izlenime kapılıyor.

Amerikan futbolu oyuncularının tamamının bu denli iri görünmelerinin (kendiliğinden iri olan çok fazla sporcu da var) temel nedeniyle güvenlik nedeniyle kullandıkları ekipmanlar. Öncelikle zorunlu ekipmanlar boyun, kafa, göğüs kafesi, diz, baldır ve kalça kemiğini korumakta. Ayrıca opsiyonel ekipmanlar da bel (mevkiye göre kullanılabilir), dirsek, kol ve cinsel organları korumaktadır. Ortalama bir kask 2.5 kg civarındadır ve bunu taşıyan boyun kasları zaten güçlenmektedir. Kask ve omuzluk birbirlerini destekler ve boyuna gelebilecek her türlü zararı engellerler. Ayrıca kask ve omuzluğun doğrudan koruduğu bölgelerin zarar görmesi çok zordur. Özetle, amerikan futbolu ortalama bir saha sporundan daha tehlikeli değildir. Kendi adıma iki spora da bulaşmış bir insan olarak futbolu daha tehlikeli buluyorum.

May 02, 2007

Merhabalar

Ne yazık ki spor denince akla sadece futbolun geldiği, çok zorlarsanız basketbol ve voleybolun da spordan sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Uluslararası başarı elde ettikçe, ya da geleneksel organizasyonlar başladığında (bkz. Kırkpınar Yağlı Güreşleri) birkaç spor dalı daha anılıyor ülkemizde.

Bu siteyi yapmaya Türkiye'deki amerikan futbolu gerçeğini anlatmak amacıyla başladım. Genelde haberleri eğlence olsun diye yapılan, insanların "kavuni top" ve "gladyatör" kelimeleri ile süslediği metinlerle nadiren ekranlarda gördüğünüz, çoğu zaman Hollywood filmlerinden tanıdığınız (ya da tanıyamadığınız) spor dalı nedir? Ülkemizde ne seviyededir? Son günlerde neler olup bitmektedir? ...vs. Bunlar gibi birçok soruya bu sayfada kendimce cevap vermeye çalışacağım. Amacım her türlü bilgiyi kavram karmaşası yaratmadan herkesin anlayabileceği bir dilde anlatmak.

Ben kim oluyorum sorusu da sorulabilir bu noktada. Amerikan futbolundan ne kadar anlarım, ne kadar olayların içindeyim? Hemen cevap vereyim: Bu sporla 2000 yılında ODTÜ Şahinleri (o zamanlar METU Falcons diye anılırdı; şu an ODTÜ S.K. Amerikan Futbolu Takımı olarak anılıyor) ile tanıştım. Bir buçuk senesi ekipmansız (kask ve omuzluk olmaksızın) olmak üzere toplamda 5 sene ODTÜ forması ile sahaya çıktım. Bu sürenin tamamında savunma takımında ve bir kısmında özel takımda mücadele verdim. Altıncı senemde oyunculuğu bıraktıysam da idari işlere yardımcı olarak; takımın web sitesini güncelleyerek ve kameramanlık yaparak (aslında rakip takımların maçlarının bir kısmını kaydederek) bir sezon geçirdim. Son sene içerisinde ise maçlarda istatistik kaydetmekle görevliydim. Şu sıralar ise gelecek sezona hazırlanan oyunculara yardımcı olmaya çalışıyorum.

Giriş yazısını fazla uzatmamak niyetindeyim. İlerleyen günlerde öncelikle amerikan futbolunu tanıtıcı, devamında da ülkemizdeki durumunu özetleyen yazılar yazmayı planlıyorum. Son dönemki maç skorlarını ise sürekli bu sayfada bulabileceksiniz. Sabırla buraya kadar okuyan herkese teşekkür ediyor, iyi günler diliyorum...